Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) esat 20/09/2023

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis)

DOKTOR UYGULAMA HATASI (MALPRAKTİS)

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Nedir?

Doktor hatası (Malpraktis), sağlık sektöründe tıbbi hizmetlerin yetersiz veya hatalı bir şekilde sunulması sonucu hastaya zarar veren bir kavramdır. Doktor hatası (Malpraktis), hekimlerin veya sağlık profesyonellerinin standart tıbbi uygulamalara uymamaları, bilgi eksikliği, beceri eksikliği, özensizlik veya kötü niyet gibi nedenlerle hastalara zarar verdiği durumları içerir. Bu durumlar genellikle hukuki sonuçlar doğurabilir ve tıbbi etik kurallarına aykırıdır.

Hekimlik Meslek Etiği Kuralları Madde 13’te “Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpractice)” kavramı, bir hastanın zarar görmesine neden olan bilgisizlik, deneyimsizlik veya ilgisizlik gibi faktörleri ifade eder. Hekimler, mesleki standartlara uygun bir şekilde hareket etmek ve hastalarına en iyi bakımı sunmakla yükümlüdürler. Bu, hastaların güvenliği ve sağlığının korunması için temel bir gerekliliktir.

Hekimlerin hukuki sorumluluğu, genellikle bir “tecrübeli bir uzman hekim standardı” ile ölçülür. Yani, bir hekimin davranışı, bir uzmanın benzer koşullar altında nasıl davranacağına dair bir ölçüte göre değerlendirilir. Hekimler, hastalarının sağlığı konusunda özenli ve dikkatli olmalıdır. Eğitim, deneyim, bilgi, ve kişisel yetenekler gibi faktörler dikkate alınarak, hekimlerin hastalarına gereken özeni göstermeleri beklenir. Doktor hatası (Malpraktis) durumları, hekimlerin bu özen yükümlülüğünü ihlal ettiği durumları ifade eder.

Sonuç olarak, Doktor hatası (Malpraktis), sağlık sektöründe hekimlerin veya sağlık profesyonellerinin özen eksikliği veya hatalı uygulamaları sonucu hastalara zarar vermesini ifade eder ve bu durum hukuki ve etik sorumlulukları içerir.Hekimin özen yükümlülüğünün ihlali, üç alanda yoğunlaşmaktadır;

  1. Hastanın tedavisinde yani teşhis, endikasyon, tıbbi tedbirin seçimi, bu tedbirin uygulanması, tedavi yahut cerrahi girişim sonrası bakım alanındadır.
  2. Hastanın aydınlatılması ve anamnez alınmasıdır.
  3. Klinik organizasyonu alanında (personelin niteliği, yeterli sayıda personel bulundurulması, hekimlerin birbiriyle işbirliğidir. (Konsültasyon)

Danıştay’ın yerleşik içtihatlarına göre “Tıp biliminin standartlarına ve tecrübelere göre gerekli olan özenin bulunmadığı ve bu nedenle de olaya uygun gözükmeyen her türlü hekim müdahalesi uygulama hatası (malpraktis) olarak anlaşılmaktadır.

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Nedir?

Doktor hatası (Malpraktis) tazminat davası, doktorlar, diş hekimleri, tıp merkezleri, poliklinikler ve hastaneler gibi sağlık kuruluşlarının, hastaların zarar görmesine yol açan bilgisizlik, deneyimsizlik veya ilgisizlikleri nedeniyle yanlış teşhis, hatalı tedavi veya eksik bakım hizmeti sonucu açılan bir tazminat davasıdır. Tıbbi müdahale, hekim tarafından gerçekleştirilirken tüm hukuki gerekliliklere uyulmuşsa bile, tıp bilimi ve uygulamasının gerektirdiği standartlara uygun olmaması halinde hekim, yaptığı müdahale nedeniyle sorumluluktan kaçamaz.

Hekimin Doktor hatası (Malpraktis) kaynaklı sorumluluğu disiplin, özel hukuk ve ceza hukuku alanlarında geçerli olabilir. Doktor hatası (Malpraktis) tazminat davalarında önemli olan, her olumsuz sonucun doktor hatası olarak değerlendirilemeyeceği gerçeğidir. Önemli olan nokta, sonucun doktor hatası mı yoksa komplikasyon mu olduğunu belirlemektir. Bu nedenle yazımızda önce Doktor hatası (Malpraktis) ve komplikasyon terimlerini açıklayacağız, ardından hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğunu ele alacağız.

Hekimler, hastalarına sundukları tıbbi hizmetlerde beklenen özeni eksik gösterdiğinde, hekimlerin sorumluluğu gündeme gelebilir. Ancak hekimlik mesleğinin inherent riskler taşıdığı unutulmamalıdır. Bu nedenle her tıbbi müdahalenin kendine özgü riskler ve sapmalar içerdiği kabul edilmelidir. “İzin verilen risk” olarak bilinen komplikasyonlar doktor hatası olarak değerlendirilemez ve hekimlere kusur atfedilemez. Dolayısıyla hekim, tıbbi müdahale sonucunda meydana gelebilecek her türlü olumsuz sonuçtan sorumlu tutulamaz.

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Kime Karşı Açılır? 

Anayasa’nın 129/5 maddesinde “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere devlet memuru olan hekimler aleyhine doğrudan tazminat davası açılamayacaktır. Kamuya tahsis edilmiş hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilmiş olan tıbbi müdahale sonucunda açılacak Doktor hatası (Malpraktis) davaları doğrudan ilgili kamu kurumuna karşı açılabilmektedir.

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Tıbbi Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle eser veya vekalet sözleşmesinde görevli mahkeme “tüketici mahkemesi” olarak düzenlenmiştir (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.3/1-L):

  • Bağımsız çalışan doktorlar aleyhine açılacak maddi ve manevi tazminat davaları tüketici mahkemesinde görülür.
  • Şirket, adi ortaklık veya gerçek kişilerin işletici olduğu özel hastaneler aleyhine açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına bakmaya tüketici mahkemeleri görevlidir.

Kamu hastaneleri veya sağlık kuruluşları aleyhine Doktor hatası (Malpraktis) sebebiyle maddi ve manevi tazminat davalarına bakmaya görevli mahkeme “idare mahkemesi” olarak düzenlenmiştir:

  • Tüm kamu hastaneleri; yani devlet hastanesi, araştırma hastanesi, ruh ve sinir hastalıkları hastanesi vb. gibi hastanelerde meydana gelen tıbbi malpraktis hallerinde, tam yargı davası olarak nitelendirlen maddi ve manevi tazminat davalarına bakma görevi idare mahkemesine aittir.
  • Vakıf üniversitesi veya devlet üniversitesi hastanelerinde meydana gelen doktor uygulama hataları nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarına bakma görevi idare mahkemesine aittir.
  • Aile sağlığı merkezi veya benzeri nitelikteki kamu sağlık kuruluşlarına karşı açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına bakma görevi de idare mahkemesine aittir.

Özellikle belirtelim ki, hizmet kusurundan ayrılabilen kişisel kusura dayalı doktor hataları nedeniyle açılacak tazminat davaları adli yargı yerlerinde görülmektedir (HGK-K.2001/643)

Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle doktorun sigorta şirketine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme ” Asliye ticaret mahkemesi” olarak düzenlenmiştir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.4/1-a)

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Maddi ve Manevi Tazminat Davalarında Yetkili Mahkeme 

Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarının yetki kurallarına ilişkin özet bilgi şu şekildedir:

Genel Yetkili Mahkeme: Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle açılan tüm maddi ve manevi tazminat davalarında genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Örneğin, hastane veya özel muayenehane sahibi doktorun yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Birden fazla davalı varsa, dava herhangi birinin yerleşim yerindeki mahkemede açılabilir.

Tüketici Mahkemesinde Sözleşmenin İfa Yeri: Eğer Doktor hatası (Malpraktis), bir eser veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanıyorsa ve sözleşme nerede ifa ediliyorsa, bu durumda tazminat davası sözleşmenin ifa edileceği yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.

Tüketici Mahkemesinde Davacının Yerleşim Yeri: Tüketici davaları, tüketici olan kişinin yerleşim yerinin bulunduğu tüketici mahkemesinde de açılabilir.

Haksız Fiilin İşlendiği Yer Mahkemesi: Haksız fiilin işlendiği yerdeki mahkeme, Doktor hatası (Malpraktis), nedeniyle açılan tazminat davalarını işlemeye yetkilidir.

Zararın Meydana Geldiği Yer Mahkemesi: Eğer haksız fiil sonucu ortaya çıkan zarar, haksız fiilin işlendiği yerden farklı bir yerde meydana gelmişse, zararın meydana geldiği yerde de tazminat davası açılabilir.

Haksız Fiil Zarar Görenin İkametgahında: Haksız fiil sonucu zarar gören kişinin ikametgahında da tazminat davası açılabilir.

Bu kurallar, Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle açılacak tazminat davasının hangi mahkemede yürütüleceğini belirlemede kullanılır. Dava türüne, tarafların yerleşim yerlerine ve sözleşmenin ifa edildiği yere bağlı olarak farklı mahkemeler yetkilendirilebilir.

Doktor Uygulama Hatası Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açma Süresi 

Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süreleri şu şekildedir:

Kamu Hastaneleri ve İdare Mahkemeleri:

  • Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle kamu hastanelerine (devlet hastanesi, üniversite hastanesi, araştırma hastanesi veya aile sağlığı merkezi gibi) karşı idare mahkemesinde hizmet kusuruna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat davası açılmadan önce, zararın ve doktor hatasının öğrenildiği tarihinden itibaren bir yıl içinde ve olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı başvuruda bulunulması gerekmektedir. İdarenin tazminat talebini kısmen veya tamamen reddetmesi halinde, bu işlemin tebliğini izleyen 60 gün içinde Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle tam yargı davası açılmalıdır.

Özel Hastaneler ve Doktorlar:

  • Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle özel hastane veya doktorlara karşı açılacak tazminat davalarında, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl içinde ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Ancak, ceza hukukundan kaynaklanan daha uzun bir zamanaşımı süresi varsa, ceza davası zamanaşımı hükümleri uygulanır.

Vekalet Sözleşmeleri: Vekalet sözleşmesine dayalı olarak özel hastaneler veya doktorlar aleyhine tüketici mahkemelerinde açılacak tazminat davalarının zamanaşımı süresi 5 yıldır.

Eser Sözleşmeleri: Eser sözleşmesine dayalı olarak özel hastane veya doktor aleyhine tüketici mahkemelerinde açılacak tazminat davalarının zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ancak, doktorun tıbbi uygulama konusunda ağır kusuru varsa, yapılan işin niteliğine bakılmaksızın zamanaşımı süresi 20 yıldır.

Tıbbi Müdahalede İzin veya Onay Alınmaması: Tıbbi müdahaleden önce hastadan gerekli izin veya onay alınmadan vekaletsiz iş görme gerekçesiyle açılan Doktor hatası (Malpraktis) davalarında zamanaşımı süresi 10 yıldır.

Özellikle belirtmek gerekir ki, sözleşmeye aykırılık gerekçesiyle doktor hatası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında ceza davası zamanaşımı süreleri uygulanamaz.

Doktor Uygulama Hatası Halinde Doktorun Cezai Sorumluluğu

Doktor hatası (Malpraktis) suç teşkil ediyorsa, ceza hukukuna göre doktorun cezai sorumluluğu doğacaktır. Suç, kasten veya taksirli bir hareket ile işlenen hukuka aykırı bir fiildir.

Doktor uygulama hatası, mağdura karşı taksirli veya kasıtlı bir hareketle işlendiğinde suç teşkil etmektedir. Tazminat sorumlusu doktorun suç teşkil eden fiili neticesinde yaralanma meydan gelmişse taksirle yaralama suçu, ölüm meydana gelmişse taksirle ölüme neden olma suçu işlenmiş olur.

Doktor Uygulama Hatasında Kamu Hastenesi ile Hasta Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği

Doktor hatası (Malpraktis) tazminat davası başlığı altında açıklamamız gereken son husus, kamu hastane ile hasta arasındaki hukuksal niteliğin doğasıdır. Kamu hastanesine tedavi amacıyla başvuran hasta ile hastane ve hekim arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmaz. Çünkü kamu hastaneleri, kamu hizmeti sunarlar ve bu nedenle bu ilişki vekalet ilişkisi değil, idare hukuku ilişkisi olarak kabul edilir. Kamu hastanesine başvuran hasta, kamu hizmetinden yararlanan bir statüdedir.

Doktor Uygulama Hatasında Özel Hastane ile Hasta Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği 

Türk Borçlar Kanunu, özel hastane ile hasta arasında tesis edilen sözleşme için özel bir düzenleme yapmamıştır. Bu nedenle, özel hastane ile hasta arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, öğreti tarafından belirlenir. Öğretide bu sözleşmeye “hasta kabul sözleşmesi” adı verilmektedir. Hasta kabul sözleşmesi, özel hastaneye başvuran hasta ile özel hastane işletmecisi arasında kurulur. Bu sözleşme ile özel hastane işletmecisi, tıbbi tedavi, besleme, barındırma gibi hastane bakımıyla ilgili yükümlülükleri üstlenir.

Doktor Uygulama Hatasınnda Bağımsız Çalışan Hekim ile Hasta Hasta Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği 

Bağımsız olarak çalışan bir hekim ile hasta arasındaki ilişki, Yargıtay kararları ve doktrine göre vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 501/1 ve 502/2 maddelerine göre vekalete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun şekilde iş görme sözleşmelerine de uygulanır. Hasta ile bağımsız çalışan bir hekim arasındaki sözleşme, bu tür bir iş görme sözleşmesi olduğu için, vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanır.

Doktor Uygulama Hatasında Hasta ile Hekim Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği 

“Hasta ile hekim arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, Doktor hatası (Malpraktis) nedeniyle doktorların hukuki sorumlulukları açısından farklı hukuki temellere dayandığı için farklı başlıklar altında ayrı ayrı incelenir. Doktorun hatalı tıbbi müdahalesi sonucu doğan sorumluluğun değerlendirilmesinde, doktorun mesleğini icra ettiği kurum ve kuruluşun niteliği önemlidir. Doktorun çalıştığı kurum ve kuruluşun niteliği, doktor ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin tespiti konusunda önemli bir etken olarak karşımıza çıkar.”

Hekimlik Meslek Etiği Kuralları m.13’te Doktor hatası (Malpraktis) kavramı “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi, hekimliğin kötü uygulaması, anlamına gelir.” şeklinde düzenlenmiştir. Türk Hukuk Sistemi, hastaların yaşayabileceği bu tür olumsuz durumlara karşı birtakım düzenlemeler getirerek hastaları hukuk güvencesi altına almıştır. Doktor hatası (malpraktis) tazminat davası, hastaların maruz kaldığı zararların giderilmesi amacıyla açılan tazminat talepli davadır.

Tıbbi müdahalelerin hasta için belirli ölçüde risk teşkil etmesi, tıbbi müdahalenin doğasında vardır. Zira esas olan, korunması amaçlanan hak, hastanın yaşama hakkıdır. Tıbbi müdahalenin amaçlandığı gibi icra edilememesi ise tıbbi hata olarak ifade edilir. Hastalara verilen sağlık hizmeti esnasında yaşanabilecek tıbbi hatalar; yanlış bir işlem yapılması, doğru işlemin yapılmaması veya doğru işlemin yanlış yapılması sonucunda yaşanabilir. Doktorun yanlış teşhisi, yanlış tedaviye yönlendirilmesi ise dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder. Hekimin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması ise sorumluluk hususunu gündeme getirecektir. Hatalı tıbbi uygulamada bulunan bir doktor, hukuki açıdan kusurları oranında; cezai açından TCK’de düzenlenen ilkeler kapsamında sorumlu tutulacaktır. Doğru ve eksiksiz tıbbi uygulamalara rağmen çeşitli komplikasyonlar oluşması halinde, komplikasyonlardan dolayı doktorlar sorumlu tutulamayacaktır.

Doktor Uygulama Hatası (Malpraktis) Sonuç 

Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’na göre Doktor hatası (Malpraktis), hastanın zarar görmesi sonucu hekimin bilgisizlik, deneyimsizlik veya ilgisizlik nedeniyle kötü uygulamasını ifade eder. Türk Hukuk Sistemi, hastaların bu tür olumsuz durumlarına karşı korumaya yönelik düzenlemeler yapmıştır. Doktor hatası (malpraktis) tazminat davası, hastaların zararlarını telafi etmek amacıyla açılır.

Tıbbi müdahalelerin bazen belirli bir risk taşıdığı kabul edilir, ancak temel hak olan yaşam hakkını korumak esastır. Tıbbi müdahalenin amacına uygun bir şekilde gerçekleştirilememesi tıbbi hata olarak değerlendirilir. Hatalı tıbbi uygulamalar, yanlış işlem, eksik işlem veya doğru işlemi yanlış yapma biçiminde olabilir.

Doktorun yanlış teşhisi veya tedavi yönlendirmesi, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırıdır ve doktorun sorumluluğunu gündeme getirebilir. Hekim, dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinde, kusuru oranında hukuki sorumluluğa tabi tutulabilir. Ancak doğru ve eksiksiz tıbbi uygulamalara rağmen ortaya çıkan komplikasyonlar doktorlar için sorumluluk gerektirmez.

Bir yorum yazın
Your email address will not be published. Required fields are marked *